
Sınav Kaygısı
Sınav kaygısı, İnsanın doğası gereği yeni bir uyarana verdiği doğal bir uyum tepkisidir. sınavların olduğu her dönemde yaşanmıştır. Sınav kaygısını sınavlardan bağımsız görmek çok yanlış olacaktır. Hızla rekabet edilen bu yolda bazı öğrenciler bu yarışta geride kalmaktadır. Sınav heyecanını kontrol edebilen öğrenciler ise her zaman öne geçiyorlar.
Sınav stresinin olmaması da ayrı bir problem olarak düşünülmelidir. Sınav kaygısı ( sınav stresi ) olmadığında çalışma isteğimizi etkileyerek yine başarılı bir öğrenme süreci yaşanmasını olumsuz etkileyebilmektedir. Sınav kaygısı öğrencilerin çoğunlukla farkında olmadıkları özel bir içsel deneyimdir.
Sınav kaygısı yaşayan öğrenciler fiziksel bazı tepkilerle de bunu ortaya koyabilmektedir. Mide bulantısı, kusma, kollarda uyuşma, geceleri uyku sırasında dişlerin sıkılması ( Bruksizm ), sırt, bel ve boyun ağrıları görülebilmektedir. Fiziksel tepkiler daha görülmektedir. Ancak ruhsal tepkiler daha sıklıkla karşılaşılmaktadır. Ders çalışamama, çalışmaya başlayamama, masaya oturamama, okuyamama, sadece gözlerin okuması ama okuduklarını anlayamama, zihnin dağılması, konsantrasyon bozukluğu, dalıp gitme, motivasyon düşüklüğü, Geceleri yalnız kalamama, korku ve endişeli bir ruh hali, sebepsiz ağlama, küçük yaş öğrencileri için alt ıslatma ya da yalnız uyuyamama görülebilmektedir.
Sınav kaygısı yaşayan öğrencilerden bazıları geçmişte olumsuz bir deneyim nedeniyle tekrarlayan sınav kaygısı yaşayabilmektedir. Önceki yıllarda sınavlarda yaşanan olumsuz bir durumun yinelemesinden korkan öğrenci her an tedirgindir. Önceki yıllarda sınavdan hemen önceki gece istediği saatte uyuyamayan bir öğrenci sonraki yıllarda gireceği herhangi bir başka sınavda da bu durumun tekrarlamasından korkar. Bu korku ve olumsuzluk beklentisi ise “ kendini gerçekleştiren kehanet “ örneğinde olduğu gibi sınav öncesi gecesi yine uyku sorunu yaratabilmektedir.